Bireyin yetişkinliğe geçiş süreci, yalnızca biyolojik ya da toplumsal bir evre değildir; aynı zamanda kimliğin parçalanma ve yeniden inşa deneyimleriyle örülü bir eşiği temsil eder. Bu eşik, özellikle aile bağlarının sevgi ve ilgi eksikliğiyle zayıfladığı koşullarda, bireyin varoluşunda derin yarılmalar yaratır. Görünürde kişisel olan bu kırılmalar, aslında modern toplumun geniş kesimlerini etkileyen yapısal bir gerçekliğin izdüşümüdür.
Sanatsal pratiğim, uzun süredir bu kırılma anlarının izini sürüyor. Farklı malzemeler, teknikler ve üsluplar arasında dolaşsam da, üretimlerimin merkezinde daima aynı soru bulunuyor: Sevgiden mahrumiyet, bireyin benlik kurgusunda nasıl bir iz bırakır? Bu soruya verdiğim yanıt, yalnızca içerik düzeyinde değil, form ve malzeme düzeyinde de çoğullaşmayı gerektirdi. Tuvaldeki renk katmanları, taşın sertliği, metalin soğukluğu ya da hazır nesnelerin gündelik ağırlığı—hepsi aynı yarığın farklı yüzlerini görünür kılma girişimleridir. Bu yönelimin kişisel hafızayı sürekli olarak yeniden açığa çıkarma niteliği, aynı zamanda patolojik bir boyut taşır.
Çünkü her yeni iş, aynı yaranın yeniden kazınması, aynı boşluğun yeniden sorgulanması anlamına gelir. Dolayısıyla 2A Sınıfından, yalnızca bir açılış değil, aynı zamanda bir kapanıştır: geçmişle hesaplaşmanın şimdilik vardığı bir eşik. Başlığın taşıdığı “sınıf” fikri, yalnızca öznel bir imza değildir; hepimizin ortaklaşa geçtiği bir dersliği işaret eder. Sevgisizlik, aidiyetsizlik ve kırılganlıkla yüzleştiğimiz; kimi zaman susarak, kimi zaman haykırarak ama mutlaka kendi yöntemlerimizle içinden geçtiğimiz bir sınıf. İzleyiciye düşen ise bu sınıfta kendi sırasını, kendi izini, kendi yankısını bulmaktır. 2A Sınıfından Akın Ayaz sergisi 26 Eylül – 9 Kasım 2025 tarihleri arasında Çankaya Belediyesi Fikret Otyam Sanat Merkezi’nde izleyiciyle buluşuyor.