Menü

Çankaya’da Birlik Aşuresi

Çankaya’da Birlik Aşuresi haber görseli
14.07.2025
147 görüntülenme

ÇANKAYA’DA GÖNÜLLER BİR OLDU

Çankaya Belediyesinin ev sahipliğinde, 18 sivil toplum kuruluşunun katkısıyla düzenlenen Birlik Aşuresi etkinliği, Keklikpınarı Pazaryeri’nde büyük bir katılımla gerçekleşti. Semahlar dönüldü, dualar edildi, aşureler paylaşıldı; birlik ve dayanışma duygusu hep birlikte yaşandı.

Hüseyin Can Güner: “Hazreti Hüseyin’in adalet mücadelesinden, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet değerlerinden ve bu ülkenin, bu milletin demokrasi ve kardeşlik kültüründen asla vazgeçmeyeceğiz, asla geri adım atmayacağız.”

Çankaya Belediyesi, Keklikpınarı Pazaryeri’nde “Birlik Aşuresi” düzenledi. 18 sivil toplum kuruluşunun katılımıyla, Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner’in ev sahipliğinde ortaklaşa düzenlenen etkinliğe; Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Ankara Milletvekilleri Aliye Timisi Ersever ile Umut Akdoğan, Sivas Milletvekili Tahsin Ocaklı ve CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol katıldı.

Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, etkinlikte yaptığı konuşmada, aşurenin iki önemli anlam taşıdığını belirterek şunları söyledi:

“Yüzlerce yıl öteden bugünlere taşıdığımız sevgimiz, hüznümüz, alın terimiz ve emeğimizle kazanlarda kaynattığımız aşuremiz temelde iki şeyi sembolize ediyor. Birincisi, Kerbela’da zulme karşı direnen, baş koyduğu yoldan dönmeyen Hz. Hüseyin ve yol arkadaşlarının yasını tutmak, mücadelesini sürdürmektir. Kerbela, yüzyıllardır mazlumların; adalet ve hakikat peşinde koşanların pusulası ve sembolü olmuştur. Hazreti Hüseyin’in Kerbela’daki direnişi; derisi yüzülen Nesimi’de, asılan Hallac-ı Mansur’da, ‘Dönen dönsün, ben dönmezem yolumdan.’ diyen Pir Sultan Abdal’da, ‘Yaşasın tam bağımsız Türkiye.’ diyen Deniz Gezmiş ve arkadaşlarında, 2 Temmuz’da kardeşlik türküleri söyleyen canların yakıldığı Sivas’ta ve Eskişehir’de Ali İsmail Korkmaz’da vücut bulmuştur. Sanmasınlar ki onlar öldüler. Bakın, hepsi yaşıyor bu halkın umutlarında.”

"AŞURE BİRLİK VE DAYANIŞMA DEMEKTİR"

Aşurenin ikinci anlamının ise birlik ve dayanışma olduğuna dikkat çeken Güner, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aşure, kazana atılan her bir tanenin kendi tadından vazgeçip, yeni bir aşk, yeni bir lezzet olabilmesidir. Anadolu’nun fakir halkının gönlünün zenginliği, paylaşmanın güzelliğidir. Biz biliyoruz ki bu topraklarda birliğin de kardeşliğin de dayanışmanın da yolu demokrasiden geçer. En umutsuz koşullarda bile önce bozkırda bir başkent, sonra o başkentten bir devlet yaratan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ten geçer. Kadın ile erkeği, fakir ile zengini, köylü ile fabrikatörü eşit kılan Cumhuriyet’ten ve Cumhuriyet devrimlerinden geçer. Siz de şuna inanın ki Hazreti Hüseyin’in adalet mücadelesinden, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyet değerlerinden ve bu ülkenin, bu milletin demokrasi ve kardeşlik kültüründen asla vazgeçmeyeceğiz, asla geri adım atmayacağız.”

"DEMOKRASİYİ DİLİMİZDEN EKSİK ETMEMELİYİZ"

CHP Ankara Milletvekili Aliye Timisi Ersever de, “Tarihin en büyük acılarından birisi Kerbela’dır. Bugün, biraz önce Ayrancı’da, Maden Yasası nedeniyle direnen yoldaşlarla beraberdim. O da katliamın bir türü.” dedi.

CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan da, Silivri’den Ekrem İmamoğlu’nun selamını ve sevgilerini getirdiğini ifade ederek, “Bize düşen, Hüseyni bir duruşla gerekirse ölmek; barışı, demokrasiyi, insan haklarını, hukuku, kardeşliği hiçbir zaman dilimizden eksik etmemektir. Bizim yolumuz, ‘Yürü bre Hızır Paşa / Senin de çarkın kırılır / Güvendiğin padişahın / O da bir gün devrilir.’ diyen Pir Sultan Abdal’ın yoludur. Bizim yolumuz, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yoludur.” diye konuştu.

"BELEDİYE BAŞKANLARIMIZ HALKÇI BELEDİYECİLİĞİN ÖRNEKLERİDİR"

Programda söz alan CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol da, “Modern çağın zalimlerinin karşısında bir kez daha sınanıyoruz. Bu defa ağırlıklı olarak belediye başkanlarımızla sınanıyoruz. Çünkü halkçı, sosyal belediyeciliğin örneklerini veriyorlar. Yerel seçimlerde CHP, Türkiye’nin iktidar partisi oldu. Bunu gören günümüzün ana muhalefet partisi, hâlâ kendisini iktidar zannediyor. Seçmenin gönlündeki yerini kaybettiğini anlayınca, zalimlikle bizi susturacağını sanıyor. Bize dönük her saldırının, biliyoruz ki Mustafa Kemal Atatürk’e ve Cumhuriyet’e bir saldırı olduğunu da çok iyi biliyoruz.” ifadelerini kullandı.

2 YENİ CEMEVİ MÜJDESİ

Etkinlikte son olarak söz alan Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Mamak ve Gölbaşı’nda yapımına başlanan iki cemevi müjdesi verdi. Bakanlıklardan gerekli izinlerin alındığını ve projelerin hazırlanmaya başlandığını ifade eden Yavaş, şunları söyledi:

“Bizler, geçmişten ders alırken, ‘İncinsen de incitme.’ diyen; zalimin yaptığının aynısını yapmamak, haksızın ve hukuksuzun aynısını yapmamak için bu görevlere geldik. Dolayısıyla bu felsefeye uygun bir şekilde, 2019 yılından beri hiç kimseyi ayırmadan, birinin verdiğini diğeri görmeden ve kimseyi incitmeden desteklerimize devam ediyoruz. Önceki yönetimler insanları ayırdığı için bizler ayrılmamalıydık. 2019 yılından beri Ankara Büyükşehir Belediyesi olarak aşure kazanı kaynatıp sizlerle paylaşıyoruz. 25 yıldır bu kazan kaynatılmıyor, adeta yok sayılıyordu. Ve şu anda, Keçiören Cemevi’nden sonra Mamak ve Gölbaşı’nda iki cemevi daha yapıyoruz.”

Yavaş, konuşmasının devamında siyasi gündeme ilişkin de değerlendirmelerde bulunarak şöyle konuştu:

“Öyle bir iktidarla yarışıyoruz ki zaman geliyor, yanına birilerini alıyor, destekçilerini alıyor. O gün onların oyuna ihtiyaçları var. ‘Siz yanlış yapıyorsunuz.’ denildiği zaman, söyleyen herkesi hainlikle suçluyorlar. Aradan zaman geçiyor, ‘Biz aldatıldık.’ diyorlar. Biz 14 Mayıs seçimlerini unutmadık. Hani PKK’lılar Ankara Büyükşehir’de sayaç okuyacaktı, ne oldu? Bunu sormak bizim hakkımız değil mi? Ve şimdi konuşmalara bakıyoruz; yan yana gelmişler. Türk’ü, Kürt’ü, Arap’ı diyerek özellikle vurgulayarak yeni bir kimlik oluşturmaya çalışıyorlar. Eskiden öyle yapmazlardı. Türk’ü, Kürt’ü, Çerkes’i, Laz’ı diyerek sıralarlardı. Şimdi bunları ortadan kaldırıp sadece Türk, Kürt ve Arap denmesine göre bir hazırlık var. Bizler, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu bu Cumhuriyet’e sonuna kadar sahip çıkacağız. Türkiye’nin bir Lübnan olmasına asla fırsat vermeyeceğiz. Anayasa’nın ilk dört maddesine asla dokundurtmayacağız. Çünkü Mustafa Kemal Atatürk, ‘Ey Türk gençliği!’ diyerek Cumhuriyet’i bizlere emanet ederken, bizler de o emanete sonuna kadar sahip çıkacağız.”

Açılış konuşmalarının ardından sahne alan sanatçılar Gökhan Kılıç, Ali Eren Çınar ve Ata Okyanus Gündüz’ün türküleriyle meydanı dolduran vatandaşlar, ezgilerle duygulandı; aşureler paylaşılarak dayanışmanın sıcaklığı hissedildi. Katılımcılar, dualar eşliğinde semahların dönüldüğü etkinlikte hem kültürel hem de manevi bir atmosfer yaşadı.